Yapay Zeka, Sürdürülebilirlik Gündeminde “Gıda” mı, Yoksa “Zehir” mi?

Yapay Zeka, Sürdürülebilirlik Gündeminde “Gıda” mı, Yoksa “Zehir” mi?

Yapay zeka (AI) olgusu son yıllarda iş dünyasını ve sosyal hayatı kasıp kavurmaya devam ediyor. Bir yanda bu dönüşümün içinde nasıl olurum çabası varken diğer yanda ise bu teknolojinin, insanlığın onu kontrol edebilme yeteneğinden daha hızlı olması endişesi, yani insanlığı manipüle ve kontrol edeceği endişesi yatıyor. Tekno iyimserler ve tekno kötümserler arasında kıyasıya bir çekişme devam ederken şirketler ve bireyler de “mesafeli” olarak konuyu anlamak, yani konunun dışında kalmamak tarafında pozisyon alıyor.

Biz bu noktada, teknolojiye inananlar tarafında pozisyonlanarak, ancak temkinli olmayı da elden bırakmadan konuya yaklaşmayı tercih ediyoruz. Ve elbette önceliğimiz, sürdürülebilirlik gündemine yönelik yapay zekanın dönüştürücü kapasitesini nasıl kullanacağımız olacak.

Yapay Zeka ve Gıda Arasındaki İlişki

Yapay zekanın “gıda”ya benzediği metaforundan yola çıkmak istiyoruz. Hayatı sürdürmemiz için gıdaya kesinlikle ihtiyacımız var. Ancak gıdanın azı da çoğu da sağlığımız üzerinde risk oluşturur. Ötesinde, hangi gıdalarla ve nasıl beslendiğimizin de büyük önemi var. Gıdamızın içerisinde zehir varsa, ölürüz. Ne kadar faydalı gıdalar yersek, o kadar sağlıklı oluruz ve yaşam kalitemiz artar.

Sürdürülebilirlik ve Yapay Zekanın İlişkisi Nedir?

Sürdürülebilirlik ve yapay zeka arasındaki ilişkiyi, daha sürdürülebilir bir gezegen için yapay zekanın nasıl kullanılabileceği yani bu teknolojinin sürdürülebilirlik çabalarına nasıl katkı sağlayabileceği üzerinden kurgulamak gerekir.

Toplum olarak gezegenin problemlerine yönelik verdiğimiz cevabı ciddi bir şekilde gözden geçirmemiz gerekiyor. Gezegenin fiziksel sınırlarını aştığımız ve artan çevresel endişeler duyduğumuz bu zamanda, sürdürülebilir kalkınma yolunda hızlanmamız, aksiyon almamız gerekli. Bu kritik anda, yapay zekayı sadece bir teknolojik “harika” olarak değil, bizlere hız katacak bir potansiyel olarak görmeliyiz.

Sürdürülebilirlik Gündeminde Yapay Zekayı Nerelerde Kullanabiliriz?

Yapay zekanın sürdürülebilirlik dönüşümüne yönelik faydalarını ve çeşitliliğini, farklı alanlardaki kullanımını şu başlıklarda arayabiliriz:

1-Enerji Verimliliği: Binaların enerji tüketimini optimize etmek için kullanılabilir. Akıllı bina yönetim sistemleri, AI algoritmaları sayesinde bina ısıtma, soğutma ve aydınlatma sistemlerini otomatik olarak kontrol ederek enerji verimliliğini artırabilir.

2-Yeşil Teknoloji Gelişimi: Yenilenebilir enerji kaynaklarının (güneş, rüzgar, hidroelektrik vb.) daha etkin bir şekilde kullanılmasında, ayrıca yeni yeşil teknolojilerin geliştirilmesinde fayda sağlanabilir. Akıllı şebekeler enerji tüketimini optimize edebilir.

3-Akıllı Ulaşım ve Trafik Yönetimi: Trafik akışını analiz ederek trafik sıkışıklığını azaltabilir ve taşıma sistemlerini optimize edebilir. Akıllı trafik sinyalizasyon sistemleri, trafik yoğunluğunu azaltmak için gerçek zamanlı verileri kullanarak sinyal zamanlamalarını ayarlayabilir.

4-Tarımsal Verimlilik: Makine öğrenmesi ve görüntü işleme teknikleri, tarım arazilerinde bitki hastalıklarını tespit etmek, verimliliği artırmak ve su kullanımını optimize etmek için kullanılabilir.

5-Atık Yönetimi: Akıllı atık yönetim sistemleri, atık toplama ve geridönüşüm süreçlerini optimize ederek atık miktarını azaltabilir ve geridönüşüm oranlarını artırabilir. Örneğin akıllı sensörler kullanarak atık toplama süreçlerini optimize edebilir veya geridönüşüm tesislerinde robotları kullanarak geridönüşüm verimliliğini artırabilir.

6-Doğal Afet Tahmin ve Yönetimi: Yapay zeka, doğal afetlerin tahmin edilmesi ve yönetilmesinde kullanılabilir. Veri analitiği ve makine öğrenmesi algoritmaları, depremler, kasırgalar ve sel gibi doğal afetlerin olası etkilerini tahmin ederek önlemlerin alınmasına yardımcı olabilir.

7-Su Kaynakları Yönetimi: Yapay zeka, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminde kullanılabilir. Akıllı sulama sistemleri, toprak nemini ve bitki ihtiyaçlarını analiz ederek su kullanımını optimize edebilir ve tarım sulamasında su tasarrufu sağlayabilir.

8-Sosyal Eşitsizlik ve Adalet: Yapay zeka, sosyal eşitsizlikleri azaltmak için kullanılabilir. Örneğin, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için yapay zekadestekli eğitim araçları geliştirilebilir veya sağlık hizmetlerine erişimde eşitsizlikleri azaltmak için yapay zeka tabanlı sağlık izleme sistemleri oluşturulabilir.

9-Biyoçeşitliliği Korumak ve Geliştirmek: Uzaktan algılama teknikleri ve sensörler aracılığıyla toplanan verileri işleyerek, belirli türlerin dağılımını, popülasyon büyüklüğünü ve habitat değişikliklerini belirleyebilir; habitat tahribatı, iklim değişikliği, yasa dışı avlanma gibi tehditlerin tespit edilmesi ve izlenmesi için erken uyarı sistemleri geliştirebilir; insan

faaliyetlerinin etkisini inceleyebilir; habitat restorasyon projelerinde kullanılabilecek veri analizi ve modelleme araçları sağlayabilir.

10-Finansal Risklerin Yönetilmesi: Yapay zeka destekli araçlar, iklim ve finansal veriler de dahil olmak üzere geniş veri setlerini analiz ederek iklim risklerini ve yatırım fırsatlarını belirlemek için kullanılabilir.

11-Etki Ölçümlemelerinin Güvenilirliğinin Artırılması: Etki ölçümü, belirtilen hedeflerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini değerlendirmeye yönelik şeffaf bir yöntemdir. Yapay zeka bu değerlendirmelerin hassasiyetini ve verimliliğini daha da artırmak ve entegrasyonu için kullanılabilir.

12-Yeteneklere Erişim: Sürdürülebilirlik dönüşümünde ihtiyacımız olan becerilere en doğru şekilde ulaşmak, kaynaklarımızı ve becerilerimizi doğru kullanmak adına çok önemli. Türkiye’den güzel bir örnek, HiringCycleAI, yapay zeka kullanarak adayların ilk eşleşmede 21. yüzyılın gerektirdiği yetkinliklere uygun olup olmadığını değerlendiriyor.

Yukarıdakileri desteklemek adına, Dünya Ekonomik Forumu’nun AI Yönetişimi (AI Governance) kapsamında öne çıkardığı birkaç örnek daha eklemek isteriz: (*)

Su altı video kameraları aracılığıyla deniz biyoçeşitliliğinin gerçek zamanlı izlenmesi için yapay zeka ve makine öğrenimi kullanan Stream Ocean (eski adıyla Nature Counts Vakfı), biyoçeşitlilik metrikleri ve diğer gelişmiş okyanus veri analitiğini mercan restorasyon projelerinde kullanıyor.

Gerçek zamanlı yangın olaylarını algılayan, doğrulayan ve sınıflandıran Pano AI, orman yangınlarının neden olduğu, iklim felaketlerinin artan sıklığı ve şiddeti karşısında küresel dayanıklılığa katkıda bulunuyor.

NatureDots, AI’nin uzaktan, gerçek zamanlı olarak akvaryum çiftliklerini izlemesi için akuakültür temelli gıda zincirlerini geliştirmeyi amaçlıyor. Yatırımların karbon ayakizini ölçmek ve izlemek için yapay zeka algoritmalarını entegre eden BlackRock, sürdürülebilir finansa olan taahhüdünün bir parçası olarak, iklim risklerini ve fırsatlarını finansal terimlerle ölçmek için AI aracı Aladdin Climate’ı kullanıyor.

Avrupa Komisyonu IMM (Etki Ölçümü ve Yönetimi) çerçevelerini kullanarak, örneğin temiz suya erişim ve iyileştirilmiş sanitasyon tesislerinde SDG 6 ile ilgili etkiyi ve ilerlemeyi izliyor ve ölçüyor. Diğer yanda Küresel Etki Yatırım Ağı (GIIN), yatırımların sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumluluğuna yönelik yapay zekanın etki ölçümünde kullanımını teşvik ediyor.

Yapay Zekaya Geçişteki Fırsat Nedir? Ne Durumdayız?

McKinsey’nin “2023 Yapay Zeka Raporu”, 2032’ye kadar 1,87 trilyon dolarlık çarpıcı bir küresel yapay zeka pazarı öngörmekte.

Operasyonel verimliliğin ötesinde, yapay zeka sürdürülebilirlik konusunda toplumun bakış açısını yeniden şekillendirmek için güçlü bir araç olabilir. Güven oluşturduğu takdirde yeniliği hızlandırır ve ortak bir hedef sunar.

Peki, bu yolda ne durumdayız? Yapay zekayı kimler, ne oranda kullanıyor, bakmakta fayda var: Rakamlarda gözüken, yapay zekayı iş yapış şekillerine katmak konusunda gidilecek yol olduğu. Özellikle bir bölgenin ve yaş grubunun yapay zekayı daha fazla kullandığını söylemek zor. Yapay zekayı; teknoloji, medya ve telekomünikasyon sektörleri daha fazla kullanırken, kadınların daha fazla iş amaçlı kullandıklarını görüyoruz. “Hiç denemedim” veya “Bir kez denedim” diyenlerin oranı ise yarıdan fazla.

Bu noktada yapay zeka kullanımının teknolojik olduğu kadar kültürel ve sistematik bir gelişme olarak görülmesinin gerekliliğine de dikkat etmek önemli.

Neden Daha Hızlı Değil? Riskler ve Bağımlılıklar Nerede?

Teknolojinin ne kadar hazır olduğunun yanı sıra bu başlık altında şunları değerlendirmeyi öneriyoruz:

Veri Gizliliği: Veri ihlalleri olmadığına, kişisel bilgilerin sızdırılmadığına veya kötüye kullanılmadığına nasıl emin olacağız?

Etik problemler: Mevcut sistemdeki önyargıların yapay zeka algoritmalarında kullanılmasını nasıl engelleriz? Zaten eşit durumda olmayan bazı gruplar bu algoritmaların dışında kaldığında sosyal adaleti nasıl sağlayacağız? Ötesinde, bu algoritmalar gelişmiş ülkeler tarafından geliştirildiğinde, gelişmekte olanların dezavantajlı bir konumda kalmasını nasıl engelleriz?

Yargı Boyutu nasıl ilerleyecek? Sorumlulukları nasıl tanımlayacağız?

İşgücü Dönüşümü’nü nasıl yöneteceğiz? Belirli sektörlerin ortadan yok olması ile oralardaki becerileri dönüştürmek konusunda yeterince hızlı hareket edebilecek miyiz? Gerekli becerilere zamanında sahip olacak mıyız?

Yanıltıcı bilginin (hatta bilinçli olarak yayılan yanıltıcı bilgi) nasıl önüne geçeceğiz? En büyük küre-sel risk gündemi olan, doğru bilgiye erişme önünde yapay zeka kolaylaştırıcı olduğu kadar yanıltıcı da olabilir mi?

Teknoloji Tüketimi: Fazla bağımlılık yaratarak, sürdürülebilirlikle uyumsuz bir tüketim modeli yaratmasının, bu sayede aşırı bilgi-işlem ve enerji gücü kullanılmasının önüne nasıl geçeceğiz?

Son Söz: Yapay Zeka Nasıl Faydalı Bir “Gıda” Olur?

Sürdürülebilirlik dönüşümü, insanlığın karşılaştığı en büyük meydan okumalardan biridir. Bu teknolojiyi, hem kaynakları doğru kullanmak hem de hız kazanmak için faydaya çevirmeliyiz.

Yapay zekanın burada besleyici ve sağlıklı bir “gıda” olması için, kuvvetli etik standartlar, güvenlik önlemleri ve kanuni düzenlemeler koyulması; ötesinde toplumun bu yönde eğitilmesi çok önemlidir. Ayrıca, ilerlemenin doğru yere gittiğini anlamak için, çıktılara yani nerede ne kadar algoritma üretildiğine dair sayılara bakmaktan öte, bunların toplum ve çevre adına yarattığı sosyal etkisini ölçmek gerekir.

Ancak bu sayede “gıda”nın bize faydalı olduğuna, hastalıklardan koruduğuna ve bizi geliştirdiğine emin olabiliriz.

Not: Bu yazınının derlemesi aşamasında ChatGPT’den faydalanılmıştır. Konuların atlanmadan kapsanması ve düzenlenmesi açısından faydalı olmakla birlikte, konuyu işleme, akış, yorumlama ve fikir geliştirme “yazarın” kendi entelektüel kapasitesi ile ortaya çıkmıştır.

Gülin Yücel tarafından yazılan bu yazı ilk olarak ekoIQ dergisinin 111. sayısında yayımlanmıştır. 

Yazar Hakkında /

gulin@brikasurdurulebilirlik.com

Gülin Yücel Amerikan Robert Lisesi’ni 1988’de, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü 1992 senesinde bitirdikten sonra, 1993-1994 İngiltere Londra’daki CASS, City Üniversitesi’nden M.B.A. derecesi almıştır. İş hayatına IBM şirketinde başlamış ve yaklaşık 20 sene çalışmıştır. Perakende, sigorta, üretim, otomotiv, enerji, bankacılık olmak üzere farklı sektörlerde uzmanlık geliştirmiş, iş danışmanlığı, e-iş, CRM, ERP ve diğer büyük ölçekli hizmet projesinde çalışmıştır. IBM Küresel Hizmetler Şirketi’nin yapılandırılmasında yönetici olarak rol almıştır. Son olarak da IBM’de, 3000’in üzerinde kurumsal müşteriye hizmet veren dijital satış kanalını yönetmiştir. Sonrasında Pronet Şirketi’nde Genel Müdür olarak geçiş yapmış; 1500 üzeri çalışanı ve 150,000 üzeri müşterisi ile elektronik güvenlik alanında hizmet veren kurumun uzun vadeye yayılan değişim planını da yönetmiştir. Çalışma hayatına parallel olarak sivil toplum gönüllüğü yapan Gülin Yücel, KAGİDER (Kadın Girişimciler Derneği) bünyesinde Özyeğin Üniversitesi ile yürütülen Goldman Sachs ‘10bin Kadın’ Projesi, IFC ile başlatılan ‘Geleceğin Kadın Liderleri’ Projesi, ABD Dış İlişkiler Bakanlığı ile yapılan ‘Geleceğe Yatırım Yapın’ Projesi ve Dünya Bankası ile yapılan ‘Fırsat Eşitliği’ Projesi’ne katkı vermiştir. Ötesinde, 2015 senesinde Türkiye’de gerçekleşen C20 ve W20 toplantılarına katılmıştır. Gülin Yücel, International Society of Sustainability Professionals (ISSP) Organizasyonun çalışmalarını tamamlamıştır ve sürdürülebilirlik profesyoneli sertifikası sahibidir. 2014 senesinden bu yana sürdürülebilirlik danışmanlığı yapmakta; bu konunun gelişmesi için yazar, konuşmacı olarak farklı platformlarda destek vermektedir. Gülin Yücel, Sustineo Istanbul ve Sustineo SDG Platformlarını oluşturmanın yanı sıra, Brika Yapı A.Ş.’nin Ortağı; Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü yüksek lisans programlarında okutman ve Boğaziçi Üniversitesi’nde ziyaretçi okutman ; Keiretsu Forum’da melek yatırımcıdır.

Sürdürülebilirlik yolculuğunuzda sizlere destek olmak için varız
X