İsteseniz de kasırga yapamazsınız

İsteseniz de kasırga yapamazsınız

Şimdi, hemen saçmalamaya ve saçmalıkları yaymaya başlamadan önce biraz fizikten bahsedelim:

Güç ve enerji farklı iki kavramdır. Güç birim zamanda harcanan enerjidir. Evimizdeki ampul 100 Watt güç verir demek, bu ampul bir saat boyunca yanacak olsa 100 Watt x 60 dakika x 60 saniye = 360000 Joule = 360 KJ enerji harcar demektir. Ama bundan 1000 kat daha güçlü bir ampulü 3.6 saniye süreyle yakacak olursak gene 360 KJ enerji harcarız. Yandığı zaman ise bu dev ampul çok uzaklardan görülebilir, ama sadece 3.6 saniye süreyle.

Enerji santralleri, adı üzerinde, enerji üretirler. Mesela diyelim sizin evde geceleri yanan 5 tane 100 Wattlık ampul var. Bunları yakabilmek için 5 x 100 Watt = 500 Watt güç gerekir. Işıklar ortalama 365 gün 12 saat açık dursa sırf sizin evi aydınlatmak için 2.2 Megawatt-saat enerji gereklidir. Bu hesap tam böyle yapılmaz, ama bu hesabı anlayacak olursanız, doğrusu da bundan çok da farklı değildir.

Şimdi diyelim tüm sizin evi ve evdeki herkesi ve her şeyi bir sene boyunca aydınlatmaya gerekecek olan enerjiyi aldık ve onunla bir lazere güç sağladık. Ama bu güçlü lazer için gerekli olan güç diyelim ki 1 trilyon watt. Sizin eve bir sene gerekli olan enerji ile bu lazeri sadece 0.008 saniye yanık tutabiliriz. O dev lazeri bir saniye yakabilmek için 125 evin bir senelik aydınlanma ihtiyacı olan enerjiyi bir saniyede vermemiz gerekir.

Peki bu lazeri bir kasırgayı oluşturmak için kullanmak istersek ne kadar süre açık tutmamız gerekir? Kasırga ne kadar süre devam ediyorsa, o kadar. Mesela Irma Kasırgası yaklaşık 10 gün sürdü ve ortalama gücü 5 trilyon watt idi. Bu kasırgayı oluşturmak için gerekli olan güç her saniye için 625 tane evin bir senelik aydınlanma enerjisidir. 10 gün = 10 x 24 x 60 x 60 saniye = 864000 saniye. Her saniye için 625 evin elektriği gidiyorsa bu 864000 x 625 = 540 milyon evin bir senelik enerjisi demektir. Her evde ortalama 4 kişi yaşasa, bu yaklaşık 2 milyar kişinin bir senelik aydınlatma enerjisidir.

Şimdi gelelim saçmalık kısmına. Diyelim ki elimizde öyle bir teknoloji var ki Irma gibi bir kasırgayı yaratabiliyoruz. Bu kasırgayı yaratmak için kullanmamız gereken enerji 2 milyar kişinin bir senelik aydınlatmasına karşılık geliyor. Bu kadar enerjiyi üretmek için ne gerekli? Veya mesela Türkiye’nin tüm enerji üretimi ne kadar? Türkiye yaklaşık 200 Megawatt enerji üretiyor. 7 trilyon Watt gücündeki bir fırtınayı yaratmak için Türkiye’nin ürettiği gücün 7 trilyon / 200 milyon = 35000 katı gerekli.

İnsanların bir kasırga yaratamayacak olmasının arkasındaki temel sebep bu enerji hesabıdır. Irma büyüklüğündeki bir fırtınanın gücü Türkiye’nin tamamının ürettiği gücün 35000 katıdır. Bu kadar enerjinin kimseye çaktırmadan gizlice üretilmesi mümkün değildir. Bir nükleer santral 100 Megawatt enerji üretse 70 bin nükleer santralin gizlice çalışması gerekir. Bilmem farkında mısınız? Dünyada çalışan 450 tane nükleer santral var.

Kasırgalar gibi dev fırtınalar veya depremler insanlığın üretebildiğinden çok daha fazla enerji barındırırlar. Bu nedenle de insanlığın bu konuda bir etkisinin olması imkansızdır.

Yalnız, basit meteorolojik değişiklikleri teknolojik olarak sağlayabilmek mümkün olabilir. Mesela Michio Kaku’nun dediği gibi, 1 trilyon watt gücündeki bir lazeri saniyenin çok küçük bir aralığında bulutlara çevirerek normalde su damlacıkları oluşmayacak bir ortamda su damlacıkları oluşturmak mümkün olabilir. Yani yağmur bırakması beklenmeyen bir buluttan yağmur yağmasını sağlamak için lazerler kullanılabilir. Ama burada bile daha sadece laboratuvar çalışmaları yapılabiliyor.

Burada anlaşılması gereken bir başka konu da şu: “Ya sizin bilmediğiniz bir teknoloji varsa?” Yukarıda yazdıklarım herhangi bir teknoloji içermiyor, sadece basit bir enerji hesabına dayanıyor. Dünyada madde ve enerjiyi yoktan var edecek bir teknoloji yok. Bir sır vereyim mi? Böyle bir şeyin olması doğa kurallarına aykırı. Teknoloji doğa kurallarına dayanarak üretilir, doğa kurallarını yıkmak için değil. Teknolojiyi bir büyü gibi görmeyi bırakmak için ülkemizle birlikte tüm dünyada da temel bilimler eğitiminin gelişmesi gerekiyor. Gelişen temel bilgisi belki kasırgaların şiddetindeki artışın iklim değişikliğinden olduğunu anlamamız da kolaylaşır.

Yazar Hakkında /

levent@brikasurdurulebilirlik.com

Levent Kurnaz, Avusturya Lisesi’ni 1984’te, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü 1988’de, Fizik Bölümü’nü 1990 yılında bitirirken Elektrik ve Elektronik alanında yüksek mühendis derecesi de almıştır. ABD, Pittsburgh Üniversitesi Fizik Bölümü’nden 1991 yılında yüksek lisans, 1994 yılında ise doktora derecesiyle mezun olmuştur. 1997 yılına kadar New Orleans’daki Tulane Üniversitesi Kimya Bölümü’nde doktora sonrası çalışmalarını tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönerek Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev almıştır. Çalışmalarını halen Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde sürdürmekte olan Prof. Dr. Levent Kurnaz’ın biri yurtdışında yayınlanan iki kitabı, otuzun üzerinde bilimsel makalesi bulunmaktadır. Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Merkezi Müdürlüğü yapmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne bağlı olarak Genel Sekreter’in Sürdürülebilirlik Danışmanı Jeffrey Sachs tarafından oluşturulan Sürdürülebilirlik Çözümleri Ağı’nın Türkiye eş-başkanlığı görevinde de bulunan Levent Kurnaz halen Boğaziçi Üniversitesi’nde iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik ile ilgili lisans ve lisansüstü dersler vermektedir.

Sürdürülebilirlik yolculuğunuzda sizlere destek olmak için varız
X