Harvey kasırgasının hasarı

Harvey kasırgasının hasarı

İnsan var olduğundan beri düzen aynı: İktidarda olanlar bilimin söylediklerini değil de bunların içerisinde işlerine geleni kabul edip uygulama yolunda ilerliyorlar.

Aragon Kralı Ferdinand ile Kastilya Kraliçesi İsabella 1492’de uzun süren ve pahalı bir savaş sonunda İber Yarımadası’nı Müslümanlardan geri almışlardı. Yoksulluk içinde olmasalar da yaşamış oldukları büyük savaşın maddi yükünü hafifletecek çözüm yolları arayışındaydılar. Bu sırada Kristof Kolomb da Hindistan’a gidecek kısa bir yol için batıdaki okyanusu aşma çabasındaydı. Bu keşif gezisine maddi kaynak bulabilmek için Ferdinand ve İsabella’nın kapısını çaldı. Milattan önce 3. yüzyılda Eratostenes, Dünya’nın çevresini doğruya epey yakın bir biçimde ölçmüştü. Yalnız Kolomb Eratostenes’in bulduğu değeri kullanacak olursa batıya giderek Hindistan’a ulaşamayacağını biliyordu çünkü o değere göre Asya’nın doğu kıyısı Avrupa’dan 20 bin kilometre uzaktaydı.

Aslında bu Avrupa elitleri tarafından gayet iyi bilinen bir hesaptı. Yalnız, bu hesap değişik yollarla Avrupa’ya ulaşmıştı. Bu yollardan biri de El-Farhani’nin yaptığı hesaptı. Bu hesap Eratostenes’in hesabından biraz daha doğru bir sonuç veriyordu. Ancak verdiği uzaklık Arap mili birimindeydi. Kolomb ise bunu daha alışkın olduğu Roma mili olarak algıladı. Ayrıca Asya’yı da olduğundan biraz daha geniş kabul edince hesapları Asya’nın batı kıyısının Avrupa’dan sadece 2 bin kilometre uzaklıkta olduğunu gösterdi. Bu hesaba inanmak isteyen Ferdinand ve İsabella’yı da ikna eden Kolomb yola koyuldu.

İnsan var olduğundan beri benzer bir düzen içerisinde yaşıyoruz. İktidarda olanlar bilimin söylediklerini değil de bu bilimin söyledikleri içerisinde işlerine geleni kabul edip uygulama yolunda ilerliyorlar. Para arayışındaki Ferdinand ve İsabella’ya Kolomb’un açıklaması bu nedenle diğer tüm uzmanların açıklamalarından daha inandırıcı geldi. Bugün de farklı bir düzende yaşamıyoruz.

İklim krizi karşısında makul olan seçilecek mi?

Yeni bir savaştan çıkmamış olsak da bugün önümüzdeki iklim değişikliği problemi önemli maddi boyutu olan bir sorun olarak karşımızda duruyor. Maddi boyutu iki anlamda algılayabiliyoruz. İlki eğer çözüm bulamazsak başımıza gelecek olan belanın yaratacağı hasarın boyutu. Diğeri ise çözüm bulmak için yapmamız gereken harcamanın büyüklüğü. İktidardaki yöneticilerin de bu iki boyutu karşılarına koyup daha makul olanı seçtiklerine inanmak istiyorum.

Bugün iklim krizini durdurmak için yapılması gerekenlerin maliyetini ortaya koymak çok da zor değil. Ancak iklim krizinin verdiği hasarın boyutunu ve bu boyutun gelecekte ne kadar artacağını hesaplamak o kadar da kolay değil. İklim krizinin yarattığı hasarın boyutu üzerine çalışmalar yapan iktisatçı William Nordhaus 2018 yılında ekonomi alanında Nobel Ödülü’ne layık görüldü. Bu karmaşık alanda hesap yapabilmek bile başlı başına önemli bir gelişme olarak algılanıyor. Nordhaus’un 2013 yılında yayımladığı “İklim Kumarı: Isınan Dünyada Risk, Belirsizlik ve İktisat” kitabı bu yılın Ocak ayında Türkçeye çevrilerek yayımlandı. Bu konuya nasıl yaklaşılabileceğini anlayabilmek için önemli bir eser olduğundan okumak isteyebilirsiniz.

İklim krizinin yarattığı hasarlara bir bedel biçebilmek çok zor, ancak bu konuda iki yaklaşım mümkün olabilir. Basitçe anlatmamız gerekirse birincisi, oluşmuş olan hasara bakarız, sonra iklim krizi hiç olmasaydı bu doğa olayının ne boyutta gerçekleşeceğini hesaplarız. Gerçekleşen boyutla iklim krizi olmasa gerçekleşecek olan problemin oranını oluşmuş hasarla çarptığımızda iklim değişikliğinin bu hasarda oynadığı rolü buluruz. İkinci yolda da tek tek hasar yaratan olaylara kafa yormadan tüm dünya için geçerli bir hasar fonksiyonu üretip, tüm dünya ekonomisinin büyüklüğünü hasar fonksiyonu ile çarpıp iklim krizinin ürettiği hasarı buluruz. Bu Nordhaus’un kullandığı yöntem.

Harvey kasırgasının gösterdiği

Climatic Change dergisinde 8 Nisan’da yayımlanan bir makalede bu iki yöntemin sonuçları karşılaştırılıyor. 2017 yılında ABD’nin Houston şehrine büyük hasar veren Harvey Kasırgası bu makalede iklim krizinin yarattığı bir olay olarak ortaya konuluyor. Öncelikle çeşitli kaynaklardan bu kasırganın yarattığı maddi hasar toplanıyor. Bu hasarın ortalama olarak 90 milyar USD olduğu görülüyor. Sonrasında iklim değişikliği hiç olmasaydı bu kasırganın nasıl davranacağı hesaplanıyor. Kısaca, kasırganın verdiği en önemli hasar uzun süre ve şiddetli yağan yağışlardan dolayı olduğundan, iklim krizi olmadan yapılan modellerle artan sera gazları hesaba katılarak yapılan model arasındaki yağış farkı bulunuyor. Hasar selden kaynaklandığı için daha az yağış daha az sel anlamına geliyor. Bu hesapla, iklim krizinin etkisinin en az 30 milyar, en çok da 72 milyar USD olacağı ortaya konuluyor. Ortalama bir değer olarak da 90 milyar dolarlık hasarın 67 milyar dolarının iklim krizi kaynaklı olduğu kararına varılıyor.

Ancak diğer yöntemle gidildiğinde çok farklı bir sonuca ulaşılıyor. Nordhaus’un hasar fonksiyonu D=T2olarak tanımlanıyor. T dünyanın ortalama sıcaklık artışı ve 1 derece olarak kabul ediliyor. ise hasar katsayısı Nordhaus tarafından 0.00267 olarak kabul ediliyor. Dünya ekonomisinin büyüklüğü yaklaşık 80 trilyon dolar olarak kullanıldığında tüm dünyadaki iklim krizi kaynaklı tüm hasarın toplamı da 218 milyar dolar olarak bulunuyor. Bu hasarların yaklaşık %10’u ABD’de gerçekleştiğinden 2017 yılında 21.3 milyar dolarlık hasarın iklim krizi kaynaklı olduğu sonucuna varılıyor.

Yalnız iş burada da bitmiyor, çünkü Harvey Kasırgası ABD’de gerçekleşen iklim kaynaklı  tek felaket değil. Hatta ABD hükümeti 2017 yılında gerçekleşen tüm iklim olaylarının sonucu ortaya çıkan hasarların toplamının 1.5 trilyon dolar ve Harvey Kasırgası’nın maliyetinin de 125 milyar dolar olduğunu söylüyor. Bu oranı da yukarıdaki 21.3 milyar dolarla çarpacak olursak Nordhaus yöntemiyle yapılan hesap sonucu Harvey Kasırgası’nda oluşan hasarın sadece 1.8 milyarlık kısmının iklim krizinden oluştuğu bulunuyor.

Elimizde aynı hesabı yapmak için iki yöntem var. Birini kullandığımızda hasar 67 milyar dolar, diğerini kullandığımızda da sadece 1.8 milyar dolar çıkıyor. Ferdinand ve İsabella Asya’nın 2000 kilometre uzakta olduğunu savunan Kristof Kolomb’a bugünkü değeri 50 milyon dolar olan üç gemi vermişlerdi, Harvey Kasırgası’nın hasarının sadece 1.8 milyarlık kısmının iklim krizinden kaynaklandığını savunan William Nordhaus’a da dünya elitleri ekonomi alanında 2018 Nobel Ödülü’nü verdiler. Ama bu hesap sonunda en azından Başkan Trump’ın iklim krizini neden bu kadar hafife aldığını anlamış olduk. Trump gerçekten bu sorunun ekonomik boyutunun çok yüksek olmadığını düşünüyor.

 

Bu yazı Yeşil Gazete’de yayımlanmıştır. 

Yazar Hakkında /

levent@brikasurdurulebilirlik.com

Levent Kurnaz, Avusturya Lisesi’ni 1984’te, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü 1988’de, Fizik Bölümü’nü 1990 yılında bitirirken Elektrik ve Elektronik alanında yüksek mühendis derecesi de almıştır. ABD, Pittsburgh Üniversitesi Fizik Bölümü’nden 1991 yılında yüksek lisans, 1994 yılında ise doktora derecesiyle mezun olmuştur. 1997 yılına kadar New Orleans’daki Tulane Üniversitesi Kimya Bölümü’nde doktora sonrası çalışmalarını tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönerek Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev almıştır. Çalışmalarını halen Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde sürdürmekte olan Prof. Dr. Levent Kurnaz’ın biri yurtdışında yayınlanan iki kitabı, otuzun üzerinde bilimsel makalesi bulunmaktadır. Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Merkezi Müdürlüğü yapmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne bağlı olarak Genel Sekreter’in Sürdürülebilirlik Danışmanı Jeffrey Sachs tarafından oluşturulan Sürdürülebilirlik Çözümleri Ağı’nın Türkiye eş-başkanlığı görevinde de bulunan Levent Kurnaz halen Boğaziçi Üniversitesi’nde iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik ile ilgili lisans ve lisansüstü dersler vermektedir.

Sürdürülebilirlik yolculuğunuzda sizlere destek olmak için varız
X