Dijitalleşmenin Kadının Fırsat Eşitliğine Nasıl bir Etkisi Olur?

Dijitalleşmenin Kadının Fırsat Eşitliğine Nasıl bir Etkisi Olur?

Dijitalleşmeyi sadece teknik ve ekonomik dönüşüm olarak görürsek, sistemin içerisindeki hataları aynı şekilde ileriye taşırız. Öte yandan, riskleri ve faydaları anlarsak, dijitalleşmeyi kadınlar için yeni fırsatlar içermesi, kadınların kendilerini ifade etme ve katkılarını artırma yeteneklerini geliştirmesi yolunda önemli bir köprü olarak görebiliriz. Bu sayede cinsiyet bazlı eşitsizliği azaltmada önemli bir yöntem olduğu noktasına gelebiliriz.

YAZI: Gülin YÜCEL, Sustineo Sürdürülebilirlik İş Platformu Kurucu Ortağı

Marmara Grubu Vakfı’nın geçtiğimiz günlerde dü­zenlediği 21. Avrasya Ekonomi Zirvesi kapsamında tartı­şılan konulardan biri “Dijital Dönü­şümün Eşitlik Kültürüne Etkileri” idi. “Ezber Bozan Kadınlar”, diji­talleşmenin kadın konularına sos­yoekonomik, politik, teknolojik ve fiziksel etkilerini tartıştı; kadınlar için mevcut risk ve fırsatları değer­lendirdi.

Bu yazıda, tartışmalarda katılımcı olarak sunduğumuz ana başlıkları ve dijitalleşme ile eşitsizliklerin na­sıl azalabileceğine yönelik yorumla­rımızı paylaşacağız.

Dijitalleşme Nedir?

Öncelikle dijitalleşmeden ne anladı­ğımıza bakmamız gerekir. Bir tek­noloji kullanım şekli midir? İnterne­te bağlantılı olmak, akıllı telefonlar kullanmak mıdır? Yoksa tüm yaşam alanlarımızı, çalışma şekillerimizi, tüketim alışkanlıklarımızı, yaşam tarzlarımızı bir birey, vatandaş, ça­lışan olarak temelden gözden geçir­memize neden olan bir olgu mudur?

Bunlara cevap vermek için dijitalleş­menin hayatımızda neyi değiştirdiği­ni gözden geçirelim:

– Nasıl yaşıyoruz? Sağlığımızı nasıl kontrol ediyoruz, ne kadar uyuyo­ruz, ne kadar sağlıklı besleniyoruz, günde kaç kaç adım atıyoruz?

– Neler tüketiyoruz? Ne alıyoruz, nasıl alıyoruz, bizim için öncelikli olanlara nasıl ulaşıyoruz?

 Nasıl çalışıyoruz? Nereden çalışı­yoruz; hangi mesai saatleri içinde veya dışında, ne şekilde bir iletişim kullanarak üretiyoruz?

 Nasıl öğreniyoruz? Çoğalan bilgi karşısında neleri, ne şekilde öğreni­yoruz, güncelleniyoruz?

 Nasıl seçim yapıyoruz? İster sos­yal, ister politik tercihlerimizi nere­den beslenerek yapıyoruz?

Dijitalleşmenin tüm bu boyutları et­kilediğini gördüğümüzde, konunun sadece teknik ve hatta ekonomik değil, sosyal ve fiziksel bir dönüşüm olduğu noktasına geliyoruz. Ve bi­liyoruz ki başlangıç noktamız cinsi­yet eşitliği içermiyor.

Olayı sadece teknik ve ekonomik dönüşüm olarak görürsek, sistemin içerisindeki hataları aynı şekilde ileriye taşırız. Öte yandan, riskleri ve faydaları anlarsak, dijitalleşmeyi kadınlar için yeni fırsatlar içermesi, kadınların kendilerini ifade etme ve katkılarını artırma yetenekleri­ni geliştirmesi yolunda önemli bir köprü olarak görebiliriz. Bu sayede cinsiyet bazlı eşitsizliği azaltmada önemli bir yöntem olduğu noktası­na gelebiliriz.

Erişim, Beceriler, İş Fırsatları

Temelde analizler kadınların tekno­lojiye erişim, beceriler ve iş fırsatla­rına sahip olmada oldukça arkadan geldiğini gösteriyor.

Dünyada kadınların %14’ünün in­terneti hiç kullanmadığını görü­yoruz (erkeklerde bu oran %12). Avrupa’da 55 yaşın altındaki kadın­lar için bu fark olmasa da nüfusun eses olarak gelişmekte olan ülkeler­de arttığını düşünürsek bu farkın kadınlar aleyhine artacağını öngö­rebiliriz.

2016 senesinde Avrupa Birliği’nde (AB) yapılan bir çalışmada (Women in Digital Age, 2016, Iclaves, SL. & UOC) şu rakamlar ortaya çıkıyor: Her 1000 üniversite mezunu kadın­dan sadece 24’ü teknoloji (ICT – bil­gi, haberleşme, teknoloji uzmanlık­ları) ile ilgili alandan mezun oluyor. Bunun da sadece altısı ICT ile ilgili bir alanda çalışmaya başlıyor. Az sa­yıda kadın, bu kadar zor girdikleri bu işlerden oldukça hızlı çıkıyorlar: İleri teknoloji sektöründe kadın­ların işten ayrılma oranı %41 iken bu oran erkeklerde %17. 2011’den 2016’ya kadar bu oran düşmüş! Yani kadınlar stratejik olarak önemi artan bu sektörde hem fırsatı hem de paylarını kaybediyorlar. Dijital işlerini bırakan kadınlardan kaynak­lanan yıllık üretkenlik kaybı AB’nin GSYH’sine yıllık 16 milyar euroluk bir zarar veriyor.

Dünyada dijital sektörlerde çalışan erkeklerin sayısı kadınların 3,1 katı. Bilgi teknolojilerindeki kadın yö­netici oranı sadece %19; uygulama geliştiriciler seviyesinde ise bu oran %10.

Liderlik açısından bakıldığında da kadının temsili son derece düşük. Silikon vadisindeki şirketlerde bile yönetici pozisyonlardaki kadınların oranı %11. Gelecekteki fırsatların e-iş’ler etrafında olacağı düşünülür­se, bu durumun kadınların eşitsiz­liğini artıracak potansiyel bir prob­lem olduğu düşünülebilir.

Kadın Girişimciliği

Genel olarak kadın sahipliğindeki girişimlerin başarı oranı daha yük­sek olsa da dijital girişimler sektö­ründe katılım, liderlik ve yatırımlar çok az:

– 2. European Start-up Monitor’a göre, startup kurucularının sadece %14,8’i kadın.

– Kadınların sahip oldukları teknolo­jik startup’larının oranı sadece %5.

– 100 Risk sermayesinde kadın or­takların oranı %7.

Özetle, duruma bakıldığında kadı­nın teknoloji alanındaki eksikliğinin önemli bir sosyal ve ekonomik eşit­sizlik olduğu ve bu şekilde devam ederse stratejik bir öneme sahip bu konunun kadınların eşitsizliğini daha da artıracağını söyleyebiliriz.

Esnek Çalışma

Öte yandan dijital sektör, hem daha yüksek becerilere dayalı hem de daha iyi gelir getiren işler sunuyor. Eğer kadınları bu alanlara daha faz­la çekebilirsek, ücretlerdeki cinsiyet bazlı eşitsizlik uçurumunu kapama şansımız olur.

AB’nin çalışması, sektörde çalışan kadınların erkeklere oranla daha istekli olduklarını, ancak fikirlerini uygulamak konusunda kendilerini erkekler kadar özgür hissetmedik­lerini söylüyor. Bu kadınlar eşit fır­sata sahip olmadıklarını ama diğer sektörlerde çalışan kadınlara oranla kendilerini daha esnek hissettikle­rini belirtiyor. Dolayısıyla teknoloji sektörüne kadın katılımı ile sektö­rün verimliliği ve yaratıcılığı artabi­lir; sunduğu esnek çalışma koşulları ile kadınların işgücüne katılımı ar­tırılabilir.

Kadın Yetenekleri

Dr. Gülay Savaş, sinirbilime (Neu­roscience) göre kadınların duygu­ları işlemekte ilgili nöron ağlarının sayısının erkek beyninin sekiz katı olduğunu, bunun ise kadınlara res­min bütününü görebilme, yani sis­tem düşüncesini algılayabilme yete­neği kazandırdığını ifade ediyor.

Dolayısıyla, mevcut düzenekteki problemleri düzeltmek için, kadın beyninin işleyişinden yararlanarak kadının dijital becerileri geliştirilirse, dijital sektör adına önemli bir iler­leme sunabilir. Hem sistem hem de robotik tasarımlarda bu yeteneklerin yansıtılması önemli. Olmadığı du­rumda ise, mevcut düzenekteki yan­lışlıkların ve eşitsizliklerin aynen ge­leceğe taşınacağı hesaba katılmalıdır.

Yeni Liderlik Fırsatları

Sadece Avrupa’da e-liderliğe olan talep AB’de 2015-2020 dönemin­de %4,6 artacak. 2025 yılına kadar yılda ortalama 50 bin yeni liderlik pozisyonu açılacak. Eğer kadınlara yönelik mevcut politikalarda (işe alım, terfi, işte kalma) düzenleme yapılırsa, kadınların teknoloji en­düstrisindeki temsil oranı %36 ola­caktır (olmaz ise %33’te kalacaktır).

Neler Yapılmalı?

1- Biçilmiş algılar (stereotip) değiş­tirilmelidir: Geleneksel medya ve dijital medya arasındaki sınırların yakınlaştığı bu dönemde yeni ses­lerin duyulması ve bilinçlenmenin artması mümkün oldu. Öte yandan, eğer erişimde eşitlik olmaz, içerik ve algoritmalar cinsiyet önyargılı olup kadınların ihtiyaç ve gerçeğini yansıtmazsa; kadınlar içerik oluş­turmanın parçası haline gelmezse dijitalleşme cinsiyet eşitsizliği uçu­rumunu daha da açacaktır. Bu nok­tada kadınların “siber şiddet” gibi yeni risk ve bariyerlere maruz kala­bilmeleri de ayrı bir boyuttur.

2- Kadınların dijital becerileri artırılmalıdır: Hem teknolojiyi kullanma hem de ileri seviye eği­timde kadınların desteklenmesi planlanmalıdır. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH), özellikle eşitsizliklerin azaltılmasına yönelik SKH 10 altında (aynı zamanda SKH 8- İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme, SKH 9- Sanayi, Yenilikçi­lik ve Altyapı) dijital kapsayıcılığın sağlanması, kadın becerilerinin ge­liştirilmesi, temsiliyetinin ve güven­liğinin artırılmasını ele almaktadır.

3- Teknolojide kadın girişimciliği desteklenmelidir: Kadınların bu son derece stratejik fırsatlar etra­fında girişim kurmaları, yatırım akışlarında yer almaları için pozitif ayırımcılık yapılmalıdır. Kadınların teknolojiye ilgisini artırmaya ve fırsatları görmelerine yönelik her tip yönlendirme çok önemlidir. Bu önerilere paralel, Türkiye’de kadı­nın dijital fırsatlara erişimi için bir vaka çalışması yapılmalı, buna bağlı benzer kadın eşitsizliklerinin azal­tılmasında dijitalleşmenin bir fırsat olabilmesi yolunda temel politikalar ve uygulamalar -kamu ve özel sek­tör için- geliştirilmelidir.

Yazar Hakkında /

gulin@brikasurdurulebilirlik.com

Gülin Yücel Amerikan Robert Lisesi’ni 1988’de, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü 1992 senesinde bitirdikten sonra, 1993-1994 İngiltere Londra’daki CASS, City Üniversitesi’nden M.B.A. derecesi almıştır. İş hayatına IBM şirketinde başlamış ve yaklaşık 20 sene çalışmıştır. Perakende, sigorta, üretim, otomotiv, enerji, bankacılık olmak üzere farklı sektörlerde uzmanlık geliştirmiş, iş danışmanlığı, e-iş, CRM, ERP ve diğer büyük ölçekli hizmet projesinde çalışmıştır. IBM Küresel Hizmetler Şirketi’nin yapılandırılmasında yönetici olarak rol almıştır. Son olarak da IBM’de, 3000’in üzerinde kurumsal müşteriye hizmet veren dijital satış kanalını yönetmiştir. Sonrasında Pronet Şirketi’nde Genel Müdür olarak geçiş yapmış; 1500 üzeri çalışanı ve 150,000 üzeri müşterisi ile elektronik güvenlik alanında hizmet veren kurumun uzun vadeye yayılan değişim planını da yönetmiştir. Çalışma hayatına parallel olarak sivil toplum gönüllüğü yapan Gülin Yücel, KAGİDER (Kadın Girişimciler Derneği) bünyesinde Özyeğin Üniversitesi ile yürütülen Goldman Sachs ‘10bin Kadın’ Projesi, IFC ile başlatılan ‘Geleceğin Kadın Liderleri’ Projesi, ABD Dış İlişkiler Bakanlığı ile yapılan ‘Geleceğe Yatırım Yapın’ Projesi ve Dünya Bankası ile yapılan ‘Fırsat Eşitliği’ Projesi’ne katkı vermiştir. Ötesinde, 2015 senesinde Türkiye’de gerçekleşen C20 ve W20 toplantılarına katılmıştır. Gülin Yücel, International Society of Sustainability Professionals (ISSP) Organizasyonun çalışmalarını tamamlamıştır ve sürdürülebilirlik profesyoneli sertifikası sahibidir. 2014 senesinden bu yana sürdürülebilirlik danışmanlığı yapmakta; bu konunun gelişmesi için yazar, konuşmacı olarak farklı platformlarda destek vermektedir. Gülin Yücel, Sustineo Istanbul ve Sustineo SDG Platformlarını oluşturmanın yanı sıra, Brika Yapı A.Ş.’nin Ortağı; Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü yüksek lisans programlarında okutman ve Boğaziçi Üniversitesi’nde ziyaretçi okutman ; Keiretsu Forum’da melek yatırımcıdır.

Sürdürülebilirlik yolculuğunuzda sizlere destek olmak için varız
X